Maalesef belge ve bilgiye dayanmayan duyuma dayanan iddialar olduğu gibi kasıtlı iddia edenlerde çoktur.
Gerçek bilgi ise; Atatürk'ün alfabeyi değiştirmediğidir.

Azerbaycan'ın başkenti Bakü'de 1926 yılının Şubat ayında (23-26)  toplanan Türk Dünyası Kurultayı'nda 3 gün boyunca 126 Bilim Adamları yaptıkları müzakere sonucu ortak alfabe konusunda ( 2 Uzman Türkiye Cumhuriyeti Devletini temsilen, birisi Mehmet Fuat Köprülü)  tüm Türk Devletleri ve  Toplulukları için bağlayıcı karar alındı!
Bu kararın amacı Türk Dünyasını tek yumruk gibi birleştirmekti!
Bu toplantıda iştirak eden Türkiye temsilcisi iki Kişiye de Atatürk alfabeyi değiştirmeye fırsat tanımamaları konusunda ciddi ciddi tembihler.
Ancak oylama sonucu bu iki kişi bir şey yapamaz!
Ortak Alfabe kabul edilir!
Alfabe Atatürk'ün önüne konduğunda buna hazır olmadıklarını, bunun için en az 2 yıllık hazırlık süresi gerektiğini söyler.
Arkasından o dönemin 2 büyük gazetesinin yarısının yeni, diğer yarısını eski alfabeyle basılmaya başlar.
Bunun yanında yeni alfabeyi öğretmek için kurslar teşkil edilir.
Tercüman gazetesi kısa sürede Türk dünyasının her tarafında okunmaya başlar.
1928'de Türkiye 2 sene gecikmeyle Türk Dünyasına katılır.
Bundan ciddi rahatsızlık duyan Türk düşmanları ortak alfabeyi ortadan kaldırmak için plan yaparlar.
Yaptıkları plan gereği Sovyet arazisinde yaşayan Türkler Kiril alfabesini kullanmaya mecbur edildi.
Hem de öyle bir sinsi plan ki, her Türk Devleti için farklı Kiril alfabesini uygulamaya koydular.
70 yıl sonra kardeşler bir birini anlamaz hale geldi.
Buradaki amaç Türk Dünyasının Bir ve beraber olmasının önüne geçmekti ve başardılar.
Esas da Türkiye ile diğer Türklerin dilde, fikirde, işte birlik içinde olmasına engel olmayı amaçlamışlardı.
Yaklaşık yüz yıl sonra ortak alfabeyi uygulama konusunda ciddi emek sarfedilmekte!
Dilde, Fikirde, İşte Birlik (İ.Gaspıralı) düsturunun ilk adımı Alfabe birliğidir!
Birlik, beraberlik için bugüne kadar ihmal edilmiş olan Alfabe Birliğinin gerçekleştirilmesi mecburiyetini asla unutmamalıyız. Bu konuyu yazıları ve önerileri ile gündemde tutan kamuoyu ile paylaşan gazeteci ve televizyonlarımıza takdir duygularımız ile teşekkür ediyoruz.

Gerçek ve de önemli tesbit:

Bu konuda ünlü Kırgız yazar rahmetli Cengiz Aytmatov gerçeği şu şekilde dile getiriyor.

"Aynı dili konuşmamız gerek.
Su'ya Türkiye'de başka, Azerbaycan'da başka, Kırgızistan'da başka, orada burada başka diyoruz.
Oysa su'ya bütün Türk dünyasında su'ya, su demeliyiz.
Ortak abcemiz olmalı.
Bunun için önce, örneğin Türkiye'de, Türkçe'ye Arapça ve farsçadan gelen sözcükler kaldırılmalıdır.
Ortak Türk dilini, bilimsel çalışmalar temelinde oluşturmalıyız.
Diller arasındaki farkları ortadan kaldıracak özel sözcükler ve ansiklopediler oluşturmalıyiz. 
O zaman çevirmene gereksinim duymadan iletişim kuracağız" diyor.

Bu tarihi ve gerçek durumu burun kıvırarak, küçümseyerek ve günümüzde ekonomik sıkıntılar başta olmak üzere yaşadığımız zorluklarımızı bahane ederek hafife alanlar çıkacaklar.
Alışkanlıklarından vazgeçmeyenler veya birlik beraberliğimizi istemeyenler tekerin önüne çeşitli bahanelerle her zaman olduğu gibi taş koyacaklar.

Ama; dil birliği olmadan birbirimizi tam anlamak, beraber olmak vede başarılı Türk Birliği yaratmak çok zor olacağı gerçeği bilinmeli ve unutulmamalıdır.

Başarı Birlikteliğimizdedir.

Türkiye Azerbaycan Dernekleri Federasyonu
Kurucu ve Onursal Başkanı ve Kocaeli Haydar Aliyev Kültür Evi Yönetim Kurulu Başkanı
              
Bilal Dündar

Visiontv.az