Lösemili Çocuklar Haftası: 'Amansız hastalık' devri bitti, her hasta iyileşebilir
07.11.2019

2-8 Kasım Lösemili Çocuklar Haftası’na, Türkiye’deki lösemili çocuklara yardım eli uzatan Lösemili Çocuklar Sağlık ve Eğitim Vakfı’nın (LÖSEV) kurduğu 400 yatak kapasiteli LÖSANTE’ye TBMM Genel Kurulu’nda oylanan araştırma önergesinin çarşamba günü reddedilmesi sonucu tam ruhsat verilmemesi damgasını vururken, ülkedeki lösemili çocukların durumu bir kez daha gündeme geldi.

Visiontv.az`ın Türk basınına atfen yaptığı habere göre, çocukluk çağındaki kanser vakalarının yaklaşık üçte birini oluşturan lösemi, veya kan kanseri, kemik iliğinin anormal hücreler ile dolması ve bu hücrelerin kana ve dokulara yayılması sonucu belirti veren kötü huylu bir hastalık. İştahsızlık, zayıflama, kansızlık, ciltte morluk, kemik ağrıları, uzun süreli ateş, burun kanamaları gibi belirtiler gösteren bu hastalık, aynı zamanda hijyenik koşullar ve sağlıklı beslenme gerektiriyor.

Son dönemde özellikle 1 yaş altında ve yeni doğan bebeklerde lösemi vakalarının görülmesi de ürkütücü bir gelişme olarak okunuyor. Bunun sebepleri arasında ise radyasyon, besinlerde genetik oynamalar, tarım ilaçları gibi etmenler gösteriliyor.

Her yıl 16 yaş altında yaklaşık 1200-1500 arasında yeni lösemili çocuk vakasının ortaya çıktığı Türkiye’de, LÖSEV 1998 yılında Ankara’da kurulduğundan beri çok yol aldı. Önce bir hastane, ardından bir konuk evi ve okul (LSV Okulları), daha sonra da Lösemili Çocuklar Köyü ve LÖSANTE hastanesini kuran Vakıf, 30 çocukla başladığı yolculukta bugün tam 40 binin üzerinde hastaya ulaşmış durumda.

LÖSEV Genel Koordinatörü Hülya Ünver, euronews Türkçe’ye verdiği demeçte, “Lösemi gerçekten çok ciddi bir hastalık ancak gerekli hijyenik koşullar, sağlıklı beslenme sağlandığında ve erken teşhis ile birlikte doğru tedaviler uygulandığında lösemiden iyileşme oranı 100’de 100’e çıkarılabilir. Ama önemli olan bu hassasiyetin sağlanarak özel bakımın gerçekleştirilmesi,” diyor.

Ünver, çocuklarda lösemi konusundaki farkındalığın zaman içerisinde evrimini şu şekilde aktarıyor:

“Çok değil bundan 16 yıl kadar önce lösemi, Türk filmlerinin amansız hastalığı Tarık Akan’ın “Canım Kardeşim”in ağlatan karelerindeki sonu maalesef kötü olan kan kanseriydi. Tanısı bir türlü konulamayan, tedavisi çok zor ve pahalı, saç döken, kanamalar, ateş yapan bir illetti”.

“Kanser önlenebilen bir hastalıktır” yaklaşımından hareket eden LÖSEV’in şu anda elindeki vakaların tedavisinde başarı oranı yüzde 92 olarak tespit edilmiş.

Cihat Emin Soylu, dört yaşında lösemiye yakalandı ve tedavisi iki sene sürdü. İlkokula başlamak üzereyken hastalıktan korunması için hijyenik bir ortam sunan LÖSEV’in okuluna giderek lisesinden mezun oldu. Şu anda üniversitede de LÖSEV’in bursuyla öğrenim hayatına devam ediyor.

Euronews Türkçe’ye konuşan Soylu, “Lösemi bulaşıcı değildir, iyilik bulaşıcıdır” diyor.

Bu sene Lösemili Çocuklar haftasının teması ise “Maskeni tak, farkındalık yarat.” Hafta boyunca ülke çapında maskeli farkındalık etkinlikleri gerçekleştiriliyor; okullarda öğrencilere kansere karşı bilinçlendirme çalışmaları yapılıyor.

LÖSEV'den Ünver, “Lösemili çocuklar, tedavileri devam ederken çevreden mikrop kapmamak adına, özellikle kamusal alanlarda maske kullanıyor. Maskelerini takmalarının sebebinin mikroplardan korunmak olduğunu anlamamızı istiyorlar” diye açıklıyor.