Trump rahat, Demokratlar diken üstünde
23.01.2020

Demokrat Parti uzunca bir süredir 3 Kasım 2020’de gerçekleştirilecek ABD başkanlık seçimlerinde Donald Trump’ın karşısına çıkaracağı adayı belirleme konusunda sıkıntılı bir süreçten geçiyor. Şu anda hiçbir aday adayı Demokrat Parti tabanında gerekli birlikteliği ve yeterli heyecanı sağlayamıyor. Hiçbiri Trump’ı alt etme konusunda tam güven telkin edemiyor.

Visiontv.az`ın AA`ya atfen yaptığı habere göre, Seçime bu kadar az süre kalmışken, hiçbir adayın diğerleriyle arayı açamaması Demokratları düşündürüyor. 77 yaşındaki milyarder iş adamı ve eski New York Belediye Başkanı Michael Bloomberg gibi bir ismin bu kadar geç bir aşamada adaylığını açıklaması, mevcut adayların yeterince umut vadetememesinin işareti olarak değerlendiriliyor. Dönüp dolaşıp "acaba önceki başkanlık seçiminde Donald Trump’a karşı kaybeden Hillary Clinton yeniden aday olsa mı?” sorusunun bile gündeme gelebilmesi durumun vahametini gösteriyor.

Hakkında yürütülen azil sürecine rağmen Donald Trump’ın Cumhuriyetçi Parti’nin başkan adayı olma noktasında sarsılmaz bir pozisyona sahip olması, Demokratların işini daha da zorlaştırıyor. 53’ü Cumhuriyetçi 47’si Demokrat toplam 100 senatörün yer aldığı Senato’da Trump’ın suçlu olduğuna karar verilebilmesi için gerekli 67 oyun toplanabilmesi mevcut şartlar altında pek mümkün görünmüyor. Zaten şimdiden Cumhuriyetçiler blok halinde hareket ederek, Demokratların Senato’daki yargılamanın başlangıcında yeni tanıklar ve yeni kanıtlar sunma tekliflerini reddetmiş bulunuyor. Böylelikle ilerleyen aşamalarda iki partinin senatörlerinin karşıt bloklar halinde hareket edebileceği anlaşılıyor. Hatta azil sürecinin altının doldurulamaması ve başarısızlıkla sonuçlanması ihtimalinin Trump’ın Cumhuriyetçi seçmen tabanını daha da konsolide etmesine yardımcı olacağı aşikar görünüyor.

Daha haftalar sürmesi beklenen azil sürecinin Senato’daki duruşmalar aşamasının başlangıcında, Trump şimdiden Cumhuriyetçi Parti içindeki destek oranının yüzde 95 ile rekor kırdığını iddia ediyor ve ekliyor: “Bu azil süreci bir sahtekarlık. İzin verilmemesi gereken bir şey. Bu durum azil mekanizmasının itibarını sarsıyor. Bu süreç ülkemiz için çok üzücü; ama benim için siyasi açıdan çok iyi. Cumhuriyetçi Parti şimdiye dek hiç bu kadar güçlü ve birleşik olmamıştı. Teşekkür ederim!"

Dış politika konuları ön plana çıkıyor

2020 Şubat’ında başlayacak ön seçimlere kadarki süreçte, Demokrat Parti’nin resmi yürütme organı olan Demokratik Ulusal Komite (DNC) onayıyla yürütülen ve televizyonlardan canlı olarak yayınlanan tartışma programları önemli bir rol oynuyor. DNC tarafından belirlenen kriterleri sağlayarak 14 Ocak’ta düzenlenen son TV tartışmasına katılmayı hak eden altı aday bulunuyor: Eski Başkan Yardımcısı Joe Biden, Massachusetts Senatörü Elizabeth Warren, Vermont Senatörü Bernie Sanders, South Bend Belediye Başkanı Pete Buttigieg, milyader yatırımcı Tom Steyer ve Minnesota Senatörü Amy Klobuchar.

Bu son TV tartışmasında da görüldüğü gibi, Demokrat aday adayları arasındaki söz düellolarının tonu gittikçe sertleşiyor. Daha önce birbiriyle uyumlu profil çizmiş ilerici (progressive) adaylar Sanders ve Warren arasında program bitiminde yaşanan tartışma da bunu gösteriyor. Bilindiği üzere, CNN’in anonim kaynaklara dayandırdığı bir habere göre 2018 yılındaki bir toplantıda Sanders’ın Warren’a bir kadının başkan seçilemeyeceğini söylediği iddia ediliyor. Sanders bu iddiayı kesin bir dille yalanlıyor. Bu konunun gündeme geldiği programın ardından mikrofonları açık kalan ikili arasında ilginç bir konuşma geçiyor. Sanders’ın uzattığı eli sıkmayı reddeden Warren “Sanırım bana ulusal yayında yalancı dedin.” diyor. Sanders ise şu karşılığı veriyor: “Bunu şimdi yapmayalım. Bu tartışmaya girmek istiyorsan, ona gireceğiz. Sen bana yalancı dedin.”

Özellikle Donald Trump’ın İranlı General Kasım Süleymani’ye suikast operasyonu sonrasında, daha önce göreceli olarak geri planda kalan dış politika konularının yeniden başkan aday adaylarının tartışmalarındaki öncelikli meselelerden biri haline geldiği görülüyor. “Başkan olursanız Orta Doğu’dan çekilecek misiniz?” sorusuna ise Demokrat adaylar farklı cevaplar veriyor. Biden, “çekilsek bile geride özel kuvvetler bırakabiliriz” derken; Warren, “sürekli bir gün çıkacağız diyoruz, her sene bir şekilde uzatılıyor. Bir an önce birlikleri eve getirmeliyiz.” diyor. Buttigieg, ABD’nin asker göndermeden de sahada angaje kalabileceğini öne sürerken; Sanders, “bitmeyen savaşlardan bıktık, artık bu savaşları bitirmeliyiz” diye yakınıyor. Bütün adaylar Trump’ın politikalarını sert bir şekilde eleştirmekle birlikte, Demokrat Parti perspektifinden net ve bütüncül bir yaklaşım sergileyemiyor. Ayrıca bütün adaylar tartışmalar esnasında Trump’ı seçimde nasıl yeneceğini anlatarak, şimdiden Trump’ın Cumhuriyetçi Parti başkan adayı olacağına kesin gözüyle baktığını belli ediyor.