Göktuğ projesiyle milyonlarca dolar Türkiye'de kalacak
15.04.2021

Türkiye'nin ilk görüş içi havadan havaya füzesi Bozdoğan, hedefini 'doğrudan vuruş' ile imha etti. Bu önemli kabiliyetin askeri boyutu kadar ekonomik yönüne de vurgu yapan uzmanlar, milyonlarca doların Türkiye'de kalacağına dikkat çekiyor.

Visiontv.az`ın TRT Haber`e atfen yaptığı habere göre, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’nin ilk hava-hava füzesi Bozdoğan’ın hedefini başarıyla imha ettiğine dair videoyu geçtiğimiz gün sosyal medya hesabından ‘Gençlere maşallah’ notuyla paylaştı.

Ülkemizin Göktuğ projesi kapsamında geliştirilen Bozdoğan’ın üstleneceği görevleri, muadillerine göre avantajlarını ve en önemlisi de bu sac ayağının ekonomi boyutunu Savunma Sanayii Araştırmacısı Anıl Şahin ile konuştuk.

Göktuğ projesinde temel hedef ne?

Bahsi geçen Bozdoğan füzesi aslında tek bir çalışmanın değil, Gökdoğan ile beraber yeni bir kabiliyetin meyvelerinden biri. Her iki çalışmayı da kapsayan projenin ismi ise Göktuğ…

Anıl Şahin bu projenin detaylarına değinirken iki farklı yaklaşımdan söz ediyor. Birisi Görüş Ötesi Hava Hava Füzesi (BVRAAM) ve bir diğeri ise Görüş İçi Hava Hava Füzesi (WVRAAM) çalışması. Her iki füzenin milli imkanlarla geliştirilmesi için projeye başlandı ve gelinen nokta itibarıyla çok önemli kazanımlar sağlandı.

Şahin, ‘Projenin hangi yabancı füzeler yerine geçeceği’ sorusunun yanıtını “Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığı tarafından başlatılan ve TÜBİTAK-SAGE ana yükleniciliğinde yürütülen projenin ana amacı; Türk Hava Kuvvetleri tarafından uzun yıllardır kullanılan ABD üretimi AIM-120 AMRAAM ve AIM-9X Sidewinder tipi füzelere yönelik bağımlılığın sona erdirilmesi” bilgisiyle veriyor.

Gökdoğan ve Bozdoğan’ın muadilleri neler?

Yurt dışından alınan muadil füzeler konusunu biraz daha detaylandırmasını istediğimiz Anıl Şahin, Bozdoğan’ın 25+ kilometre menzile sahip olduğunu, 4+ mach hıza, görüntüleyici kızılötesi arayıcı başlığa ve itki vektör kontrolü ile üstün manevra kabiliyetine sahip bir füze sistemi olduğundan bahsediyor. Bu özellikleriyle Bozdoğan, ABD yapımı AIM-9X Sidewinder’ın muadili.

Gökdoğan ise 65+ kilometre menzile sahip. Aynı şekilde aktif radar arayıcı başlığa, veri bağı ile hedef güncelleme, atış sonrası kilit, Home-Of-Jam diye tabir edilen karıştırma kaynağına güdüm gibi üstün yetenekleri bünyesinde barındıran bir füze sistemi. Gökdoğan da yine ABD yapımı AIM-120 AMRAAM’ın muadili olarak kabul ediliyor.

TÜBİTAK SAGE’nin ‘genç teknisyenleri ve mühendisleri’ tarafından hayata geçirilen Göktuğ projesinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın paylaştığı videoyu da Anıl Şahin’e soruyoruz:

“Bozdoğan’ın yerden testleri gerçek bir F-16 kanadından yapılmış ve havadaki bir hedef başarıyla vurulmuştu. Son test ise aslında en önemli faaliyet yani uçuşlu test. Bozdoğan burada da 401’inci Test Filo’ya ait bir F-16 Blok 40 uçağından ateşlendi ve TUSAŞ ŞİMŞEK Hedef Uçağı’nı, Hit-to-Kill diye tabir edilen kafa kafaya çarpışma tekniği ile vurdu.

Böylelikle IIR arayıcı başlık, harp başlığı, tapa sistemi, ısıl pil gibi füzeyi oluşturan birçok sistemin doğrulaması yapılmış oldu. Özellikle ‘pickle’ diye tabir edilen füzenin uçaktan bırakılması faaliyetinin ardından Bozdoğan’ın yaptığı manevra gerçekten çok etkileyiciydi. Bozdoğan sayesinde F-16, HÜRJET, HÜRKUŞ, AKINCI/AKSUNGUR gibi platformlara milli bir hava-hava füzesi entegre edilmesinin yolu açılmış oldu.”

TÜBİTAK SAGE’nin ‘genç teknisyenleri ve mühendisleri’ tarafından hayata geçirilen Göktuğ projesinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın paylaştığı videoyu da Anıl Şahin’e soruyoruz:

“Bozdoğan’ın yerden testleri gerçek bir F-16 kanadından yapılmış ve havadaki bir hedef başarıyla vurulmuştu. Son test ise aslında en önemli faaliyet yani uçuşlu test. Bozdoğan burada da 401’inci Test Filo’ya ait bir F-16 Blok 40 uçağından ateşlendi ve TUSAŞ ŞİMŞEK Hedef Uçağı’nı, Hit-to-Kill diye tabir edilen kafa kafaya çarpışma tekniği ile vurdu.

Böylelikle IIR arayıcı başlık, harp başlığı, tapa sistemi, ısıl pil gibi füzeyi oluşturan birçok sistemin doğrulaması yapılmış oldu. Özellikle ‘pickle’ diye tabir edilen füzenin uçaktan bırakılması faaliyetinin ardından Bozdoğan’ın yaptığı manevra gerçekten çok etkileyiciydi. Bozdoğan sayesinde F-16, HÜRJET, HÜRKUŞ, AKINCI/AKSUNGUR gibi platformlara milli bir hava-hava füzesi entegre edilmesinin yolu açılmış oldu.”

TÜBİTAK SAGE’nin ‘genç teknisyenleri ve mühendisleri’ tarafından hayata geçirilen Göktuğ projesinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın paylaştığı videoyu da Anıl Şahin’e soruyoruz:

“Bozdoğan’ın yerden testleri gerçek bir F-16 kanadından yapılmış ve havadaki bir hedef başarıyla vurulmuştu. Son test ise aslında en önemli faaliyet yani uçuşlu test. Bozdoğan burada da 401’inci Test Filo’ya ait bir F-16 Blok 40 uçağından ateşlendi ve TUSAŞ ŞİMŞEK Hedef Uçağı’nı, Hit-to-Kill diye tabir edilen kafa kafaya çarpışma tekniği ile vurdu.

Böylelikle IIR arayıcı başlık, harp başlığı, tapa sistemi, ısıl pil gibi füzeyi oluşturan birçok sistemin doğrulaması yapılmış oldu. Özellikle ‘pickle’ diye tabir edilen füzenin uçaktan bırakılması faaliyetinin ardından Bozdoğan’ın yaptığı manevra gerçekten çok etkileyiciydi. Bozdoğan sayesinde F-16, HÜRJET, HÜRKUŞ, AKINCI/AKSUNGUR gibi platformlara milli bir hava-hava füzesi entegre edilmesinin yolu açılmış oldu.”

TÜBİTAK SAGE Müdürü Gürcan Okumuş, Göktuğ projesindeki füzelerin önünde. Foto: AA

Bu füzeleri yerli-milli olarak yapmak bize ne kazandırıyor?

Savunma sanayiinde kritik sistemleri ya da parçaları yerli-milli olarak üretebilmeniz çok önemli. Bazen bu gibi durumlarda maliyet işin çok sonraki boyutlarından biri oluyor. Göktuğ projesinde de benzer bir durum söz konusu. Bu işin maliyeti kesinlikle öncelikli değil ancak biz yine de madalyonun mali tarafını merak ediyoruz.

Anıl Şahin, bu sorumuza Bozdoğan üzerinden yanıt veriyor ve “Bu füzenin halihazırda kullanılan ithal muadili AIM-9X Sidewinder. Bir AIM-9X B2 Sidewinder Füzesi’nin birim maliyeti, opsiyonlarla 800-900 bin ABD Doları’nı bulabiliyor. Hatta beraberinde tedarik edilen lançer gibi daha da ilave ekipmanlar ile birlikte bu tutar doğal olarak daha artabiliyor ve en az 1 milyon dolara tekabül edebiliyor” bilgisini paylaşıyor.

Şahin burada bir parantez daha açıyor ve Bozdoğan’ın seri üretime geçmesiyle birlikte en büyük avantajın bu füzelere ayrılan bütçenin yurt içinde kalacak olması gerçeğine işaret ediyor. Yani Bozdoğan ile AIM-9X’in birim maliyeti eşit olduğunu varsaysak bile bütçe ülkemizde kalacağı için firmaların Ar-Ge bütçesine pozitif bir etki doğuruyor. Ayrıca füze milli olduğu için ihtiyacımız olan miktarda tedarik edebilmek ve istediğimiz platformlara da entegrasyonunu gerçekleştirebilmek gibi ciddi avantajları beraberinde getiriyor.